Karaciğer sirozu tanılı hastaların üst gastrointestinal endoskopi bulgularının retrospektif olarak değerlendirilmesi
Özet
Amaç: Çalışmanın amacı Hitit Üniversitesi Erol Olçok Eğitim ve Araştırma Hastanesi Gastroenteroloji polikliniğine başvuran karaciğer sirozu nedeniyle takip edilen hastaların endoskopi bulgularını ve endoskopik biyopsi sonuçlarını kontrol grubu ile değerlendirmek ve H. pylori pozitif olan siroz hastalarının negatif olan gruba kıyasla klinik ve laboratuvar olarak farkı olup olmadığını saptamaktır. Gereç ve Yöntem: Gastroenteroloji polikliniğine Ekim 2021-Aralık 2022 tarihleri arasında başvuran siroz hastalarının üst gastrointestinal sistem (GIS) endoskopi bulguları retrospektif olarak incelendi. Ayrıca dispepsi nedeniyle endoskopi yapılan hastalar kontrol grubu olarak alındı. Gruplar arasında endoskopi ve biyopsi bulguları kıyaslandı. Siroz olan hastalar H. pylori pozitif olup olmamasına göre iki gruba ayrıldı. Tüm katılımcıların laboratuvar özellikleri, endoskopi sonuçları ve endoskopik biyopsi sonuçları kaydedildi. Bulgular: Çalışmamızda kontrol grubunda H. pylori oranı %43,4, hasta grubunda %23,3 saptandı. Siroz olanlarda, olmayanlara göre H. pylori sıklığı istatistiksel olarak düşük bulundu (p<0,001). Tüm kronik gastritlerin %47,7'sinin H. pylori pozitif olduğu görüldü. Kronik gastrit varlığının gruplar arasındaki dağılımında kontrol grubunda %84,4, hasta grubunda %51,7 oranında tespit edildi ve anlamlı bir fark saptandı (p<0,001). H. pylori pozitif olan hasta grubunda gastrik atrofi oranı %35,7, H. pylori pozitif kontrol grubunda gastrik atrofi oranı %9,4 saptandı ve bu oran istatistiksel olarak anlamlı bulundu (p=0,004). H. pylori pozitif olan siroz hastalarının %35,7'sinde, H. pylori negatif olan siroz hastalarının %7,6'sında atrofi varlığı tespit edildi ve anlamlı bir fark saptandı (p<0,001). İki grup arasında siroz prognozunda önemli bir gösterge olan Model for End Stage Disease-Sodyum (MELD-Na) skoru istatistiksel olarak anlamlı saptanmadı. Cinsiyet, etiyolojik faktör, diğer endoskopik bulgular ve laboratuvar bulguları arasında H. pylori varlığı ile ilgili anlamlı korelasyon saptanmadı. Sonuç: H. pylori enfeksiyonu sirozlu hastalarda kontrol grubuna göre daha az görülmektedir. Peptik ülser, gastrik polip, patolojik incelemede gastrik atrofi, intestinal metaplazi ve displazi sıklıkları iki grupta da benzer saptandı. H. pylori varlığının siroz prognozu üzerinde herhangi bir kötüleşmeye neden olmadığı saptanmıştır. Anahtar kelimeler: Karaciğer sirozu, H. pylori, MELD, Üst Gastrointestinal Endoskopi Aim: The aim of the study is to evaluate the endoscopy findings and endoscopic biopsy results of patients with liver cirrhosis who applied to the Gastroenterology outpatient clinic of Hitit University Erol Olçok Training and Research Hospital with the control group and to determine whether there is a clinical and laboratory difference between H. pylori positive cirrhosis patients and the negative group. Materials and Methods: Upper gastrointestinal system (GIS) endoscopy findings of cirrhosis patients who applied to the gastroenterology outpatient clinic between October 2021 and December 2022 were retrospectively examined. Additionally, patients who underwent endoscopy due to dyspepsia were included as a control group. Endoscopy and biopsy findings were compared between the groups. Patients with cirrhosis were divided into two groups according to whether they were H. pylori positive or not. Laboratory characteristics, endoscopy results and endoscopic biopsy results of all participants were recorded. Results: In our study, the H. pylori rate was found to be 43.4% in the control group and 23.3% in the patient group. The frequency of H. pylori was found to be statistically lower in those with cirrhosis than in those without (p<0.001). It was observed that 47.7% of all chronic gastritis cases were H. pylori positive. In the distribution of the presence of chronic gastritis between the groups, it was detected as 84.4% in the control group and 51.7% in the patient group, and a significant difference was detected (p<0.001). The gastric atrophy rate was found to be 35.7% in the H. pylori positive patient group, and 9.4% in the H. pylori positive control group, and this rate was found to be statistically significant (p = 0.004). The presence of atrophy was detected in 35.7% of cirrhosis patients who were H. pylori positive and in 7.6% of cirrhosis patients who were H. pylori negative, and a significant difference was detected (p<0.001). Model for End Stage Disease-Sodium (MELD-Na) score, which is an important indicator of cirrhosis prognosis between the two groups, was not found to be statistically significant. No significant correlation was found between gender, etiological factor, other endoscopic findings and laboratory findings regarding the presence of H. pylori. Conclusion: H. pylori infection is less common in patients with cirrhosis than in the control group. The frequencies of peptic ulcer, gastric polyp, gastric atrophy in pathological examination, intestinal metaplasia and dysplasia were found to be similar in both groups. It was determined that the presence of H. pylori did not cause any deterioration in the prognosis of cirrhosis. Keywords: Liver cirrhosis, H. pylori, MELD, Upper Gastrointestinal Endoscopy
Bağlantı
https://tez.yok.gov.tr/UlusalTezMerkezi/tezDetay.jsp?id=WHkDQdMaLe1Wdp8NkcTk9whttps://hdl.handle.net/11491/9036
Koleksiyonlar
- Tez Koleksiyonu [28]