A Comparison of the Linguistic Categories of Muštarak and Muškil of the Ḥanafī Islamic Jurisprudence
Künye
Topal, A (2023).. A Comparison of the Linguistic Categories of Muštarak and Muškil of the Ḥanafī Islamic Jurisprudence. Şırnak Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi, (31), 122-151.Özet
The linguistic categories (aqsām al-lafẓ) of Islamic Jurisprudence (Uṣūl al-Fiqh) have recently become a source of interest to both Arabic linguists as well as scholars of Islamic Law. There seems to be a widespread tendency, however, among contemporary scholars to approach to them without any concern to highlight aspects where they are similar to, or different from, each other, unless such a comparison was already made in classical manuals of Islamic Jurisprudence, even where the occasion demands the otherwise. One such occasion concerns muštarak and muškil, the two linguistic categories that fall under the first and the second linguistic categorizations respectively. While uṣūlīs compare muštarak with its co-subcategories (e.g. khāṣṣ) and muškil with its co-subcategories (e.g. khafī), they do not compare muštarak and muškil with each other despite the striking similarities between them. These similarities might compromise the integrity of the linguistic categorization due to the seeming existence of two separate categories for what appears to be the same concept. Therefore, there is a need to analyze the two categories in a comparative way to establish the nature of the relationship between the two, which is an issue, to the best of my knowledge, that has never been addressed in the previous literature, thus constituting an important gap that needs to be filled. The need to fill this gap becomes more urgent as the contemporary works that discuss muštarak and muškil define these two categories almost identical, sometimes even providing the same examples for each one of them, without noting the nature of the difference between them, which epitomizes the degree of misunderstanding which this gap in the classical literature can lead to today. In an attempt to fill this gap, this paper provides, for the first time, a comparative analysis of muštarak and muškil. Falling back upon classical manuals of Islamic Jurisprudences within the Ḥanafī school, the present work argues that the difference between muštarak and muškil is that in the case of muškil, the assigned meanings of a given ambiguous expression has not yet thought through and requires two types of inquiries, namely ṭalab, which is to list the assigned meanings in use, and taʾammul, which is to determine which one of the assigned meanings of the ambiguous expression is meant on a given speech/writing occasion. However, in the case of muštarak, the assigned meanings of a given ambiguous expression have already been worked out and therefore are already known by the addressee(s) on a given speech/writing occasion, thus requiring only the inquiry of taʾammul. Therefore, this paper further argues that after its meanings in use are determined through taʾammul, muškil turns into muštarak. In this regard, muškil expression can be said to be an earlier version of muštarak, just as muštarak can be referred to be an earlier version of muʾawwal after one of its assigned meanings are preponderated upon through taʾwīl. slam hukuk metodolojisi (usûl-ı fıkhın) dil kategorilerinin (elfâz bahislerinin), son zamanlarda hem Arap dilcileri hem de İslam hukuku üzerine çalışma yapan ilim adamları için bir ilgi kaynağı haline geldiği görülmektedir. Ancak, konuyu çalışan modern dönemdeki ilim adamları arasında, klasik eserlerde zaten mukayesesi yapılmış olanların dışında dil kategorilerinin benzerliklerine ya da farklılıklarına, durumun bir mukayeseyi gerektirdiği zamanlarda bile, değinme endişesi taşımayan yaygın bir yaklaşım söz konusudur. Böyle bir durum, sırasıyla birinci ve ikinci lafız tasnifi içerisinde yer alan müşterek ve müşkil lafızları için de görülmektedir. Klasik usûl âlimleri bu her iki dil kategorisini, kendi dil tasnifleri içerisinde yer alan diğer dil alt-kategorileri ile mukayeseye tabi tutmaktadır. Sözgelimi, klasik usûl âlimleri, müşterek lafzı onunla aynı dil tasnifi içerisinde (yani birinci dil tasnifinde) yer alan hâss ile; müşkil lafzı ise onunla aynı dil tasnifinde (yani ikinci dil tasnifinde) yer alan hafî ile mukayese etmektedirler. Bununla beraber, bu alimlerin müşterek ve müşkil lafızları, aralarındaki çarpıcı benzerliklere rağmen mukayese etmediği görünmektedir. Bu benzerlikler, dil tasnifinin sağlamlığını sarsabilir çünkü aynı kavram için iki terimin var olduğu zannedilebilir. Daha önceki literatürde işaret edilmemiş olan bir problemi teşkil eden ve bu sebeple de alanda önemli bir boşluğu temsil eden müşterek ve müşkil lafızların arasındaki ilişkinin nasıl olduğu sorusuna yanıt bulabilmek amacıyla, bu iki kategorinin, mukayeseli bir analizine ihtiyaç duyulmaktadır. Müşterek ve müşkil lafızları inceleyen modern eserler, bu iki dil kategorisini neredeyse aynı şekilde tanımlamakta ve onları açıklamak için aynı örnekleri kullanmaktadırlar. Bu durum ise, bu konuda bahsi geçen boşluğun sebep olabileceği yanlış anlaşılmaların boyutunu gözler önüne sermektedir. İlk kez burada tespit ettiğimiz bu boşluğu doldurmak için, bu makale, literatürde tespit edebildiğimiz kadarıyla ilk defa müşterek ve müşkil lafızların mukayeseli bir analizini gerçekleştirmektedir. Hanefi mezhebi klasik eserlerine dayanarak, müşterek ve müşkil arasındaki farkı şu şekilde izah etmektedir: Müşkil lafızda, manasında kapalılık bulunan lafzın dilde kullanilan manaları üzerinde alimler henüz kafa yormamış ve dolayısyla onlar için bunları listeleme ihtiyacı doğmamıştır. Bu durum, müşkil lafızda iki tür bilgiye ulaşma yöntemi gerektirmektedir: taleb (kullanımdaki konulmuş manaların tespiti) ve teemmül (belirli kullanım sırasında bu konulmuş manalarından hangisinin kastedildiğinin tespiti). Müşterek lafızda ise, manasında kapalılık bulunan lafızın konulmuş (vaḍʿî) manaları üzerinde âlimler zaten düşünmüş ve bunları tespit etmiştir. Bundan dolayı bu lafız türü sadece teemmül gerektirir. Bu sebeple, bu makale, dilde kullanılan manaları henüz âlimler tarafından tespit edilmemiş müşkil lafzın, müşterek lafzın bir önceki versiyonunu temsil ettiğini iddia etmektedir. Ayrıca, bu manalarının neler olduğu tespit edildikten ve listelendikten sonra (ki bu durum, bu manaların sözlüklerde yer almasına da sebebiyet verebilir), daha önceden müşkil kategorisi altına düşen lafzın, artık doğal olarak müşterek lafza tebdîl olacağı yine bu makalede savunulmaktadır. Bu durumun bir benzeri, herhangi bir konuşma sırasında manalarından birinin, muhatap tarafından maksûd (kastedilen anlam) olarak tercih olunması sebebiyle müşterek lafzın, müevvel lafza dönüşmesinde de görülmektedir.