İmam Mâtürîdî'de akıl teorisi
Özet
Kelâm ilmi içerisinde akıl çeşitli yönleriyle ele alınmış, bilhassa tanımı, niteliği, türleri ve akıl-nakil münasebeti açısından inceleme ve araştırmaya tabi tutulmuştur. Bunun en önemli nedeni, aklın dini sorumlulukta başat rol oynamasının yanı sıra, çeşitli bilgi vasıtaları ile edinilen bilgilerin sağlamlığını kontrol eden bir ölçüt konumunda bulunması ve onlara hâkim durumda olmasıdır. Akıl olmaksızın herhangi bir ilmi ilerlemeden söz edilemeyeceği gibi, akla ters düşen din de muhatapları nazarında herhangi bir anlam ifade etmeyecektir. Bu nedenle aklın, dinin inanç esaslarının anlaşılması noktasında çok önemli bir görevi vardır ve vahiy kaynaklı delilleri anlamlandırmada da çok önemli bir fonksiyona sahiptir. İmam Mâtürîdî İslam düşünce tarihinde, önemli fikirleri ve eserleriyle kendisinden sonraki nesillere öncülük etmiş önemli bir mütefekkir ve mütekellimdir. Dini ilimlerin metodolojik bir hüviyet kazandığı, her bir görüşün kendi sistemini oluşturduğu bir çağda yaşayan Mâtürîdî, geliştirdiği çözümlerle İslam dünyasında özgün bir yer edinmiştir. Çalışmamızda onun düşünce sisteminin bel kemiğini oluşturan akıl teorisi incelenmiştir. Bu bağlamda öncelikle büyük mütefekkir Ebû Mansûr el-Mâtürîdî'nin hayatı, eserleri ve onun İslam düşüncesine damga vuran fikirleri ele alınmıştır. Bu bölümde bilhassa onun kendine özgü geliştirdiği ve kendisinden sonra kelâm kitaplarında müstakil olarak yer verilen bilgi kuramı ile tevhid anlayışı, iman anlayışı ve siyaset anlayışına yer verilmiştir. İkinci bölüm olan islam düşüncesinde akıl teorileri başlığında akıl konusu, kavramsal olarak ele alınmış, aklın mahiyeti, tasnifi, verdiği hükümler ve aklın yeri konusundaki tartışmalara değinilmiştir. İslam düşünce tarihinde akla filozoflar, tasavvufçular, selefiler ve kelâmcılar nazarından bakılarak, modern çağda akıl teorileri ile aklın tarihsel serüveni gözler önüne serilmiştir. Çalışmamızın son bölümünde İmam Mâtürîdî'nin bilgi teorisinde aklın yeri ve işlevi onun Kitâbu't-Tevhîd ve Te'vîlâtu'l-Kur'ân isimli eserlerinden hareketle öncelikle akıl sahibi olan insanın yapısına değinilmiş, aklın bilgisel değeri, dini değeri, bilginin tarifi ve hakikati İmam Mâtürîdî'nin perspektifinden işlenmiştir. Yine Mâtürîdî açısından bilginin kaynakları; duyular, haber ve istidlâl olarak aktarılmış, bilginin çeşitleri ortaya konulduktan sonra bilgi aracı olarak akıl, aklın yetkinlik alanı, aklın dine olan ihtiyacı ve aklın sınırlarına değinilmiştir. Son olarak akıl-nakil ilişkisi ile Ebû Mansûr el-Mâtürîdî'nin dini anlamada işlevsel akla verdiği değer ortaya konulmuştur.