Narkotik niteliği taşıyan kenevir bitkisinin coğrafi özellikleri ve Çorum'daki türlerinin araştırılması
Citation
Eşkil, Gülhan (2022). Narkotik niteliği taşıyan kenevir bitkisinin coğrafi özellikleri ve Çorum'daki türlerinin araştırılması. (Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi). Hitit Üniversitesi, Fen Bilimleri Enstitüsü, İş Sağlığı ve Güvenliği Anabilim DalıAbstract
Adli Bilimlerde narkotik madde denilince ilk akla gelenler eroin, kokain ve esrardır. Esrarın hammaddesi THC miktarının yüksek olduğu kenevir bitkisinin çiçekleri ve en uç yapraklarıdır. Kenevirin esrar ile birlikte anılması kenevir teriminin geçtiği her yerde olumsuz bir tavırla karşılaşmamızın tek sebebidir. Ancak son yıllarda meydana gelen teknolojik gelişmelerle tohumlarda yapılan melezlemeler sonucu artık pek çok kenevir esrar hammaddesi olmaya uygun değildir. Yaptığımız araştırmalar, HÜBTUAM GC-MS sonuçları ve Fen Edebiyat fakültesi laboratuarından elde ettiğimiz FT-IR sonuçlarından da yola çıkarak ülkemizde ekilen kenevir tohumlarının esrar hammaddesi olarak kullanıma uygun olmadığını ortaya koyduk. Geçmişten günümüze kenevir bitkisini değerlendirdiğimizde; tekstil, ilaç, otomotiv, kozmetik, biyoyakıt, biyopolimer ve biyobozunur ürünler, erozyon örtüsü, yapı malzemesi, toprağın temizlenmesi gıda sanayi gibi birçok alanda kullanıldığını görüyoruz. Mısırdaki mumya örtülerinden, Türklerde çuval, sicim vb. yapımına, günümüzde ise biyoyakıttan, insan sağlığına ve doğaya zarar vermeyen kıyafet, temizlik ürünleri ve yiyeceklere varana kadar pek çok alanda kullanılmaktadır. Kenevir adeta yaşamın bitkiye dönüşmüş halidir. Her iklimde yetişebilir, kendisi büyürken çevresini de hem temizler hem de ekonomik anlamda büyütür. Tarım ilacına fazla gereksinim duymaz. Hızlı büyür, büyürken çevresindeki oksijen miktarını arttırır. Günümüzde 50.000 çeşit endüstri ürününde ve 250'den fazla ilacın yapımında doğrudan ya da dolaylı olarak kullanılabilmektedir. Ülkemizde kısa bir süre yanlış bilgilendirmelerle bu üründen uzak kalmış olsak da artık hem ülkemiz hem bölgemiz hem de şehrimiz için kenevir ile yeniden tanışmanın ve kaynaşmanın zamanı geldi. Yapılan bilimsel çalışmalar ışığında kenevir artık korkulan değil, korunan bitki olacaktır. Heroin, cocaine and cannabis are the first things that come to mind when it comes to narcotics in forensic sciences. The raw material of cannabis is the flowers and extreme leaves of the cannabis plant, where the amount of THC is high. The mention of cannabis in combination with cannabis is the only reason why we encounter a negative attitude wherever the term cannabis is mentioned. However, as a result of the technological developments in recent years and hybridizations in the seeds, many cannabis are no longer suitable to be raw materials. Based on the HÜBTÜAM GC-MS results and ft-IR results obtained from the Faculty of Arts and Sciences laboratory, we have found that cannabis seeds planted in our country are not suitable for use as cannabis raw materials. When we evaluate the cannabis plant from the past to the present; Textile, pharmaceutical, automotive, cosmetics, biofuel, biopolymer and biodegradable products, erosion cover, building material, soil cleaning are used in many fields such as food industry. It is used in many fields from mummy covers in Egypt, sacks, strings etc. in Turks, and today from biofuel to clothing, cleaning products and food that do not harm human health and nature. Cannabis is almost the plant-turned-version of life. It can grow in any climate, while growing itself, it also cleans its environment and grows economically. He doesn't need pesticides much. It grows quickly, increasing the amount of oxygen around it as it grows. Today, it can be used directly or indirectly in 50,000 types of industrial products and the production of more than 250 drugs. Although we have been away from this product with misinformation for a short time in our country, it is time for our country, region and city to reacquaint and integrate with cannabis. In the light of scientific studies, cannabis will no longer be feared, but protected.