Hasan Balım Sultan Zaviyesi’nin Sosyo-Ekonomik Ve Kültürel Tarihi
Özet
Türklerin hem düzenli bir şekilde Batı’ya Anadolu ve Balkanlara doğru ilerleyişi hem de buraları yer ve yurt tutma süreci sadece dönemin siyasi ve askeri gelişmeleriyle izah edilemeyecek bir durumdur. Osmanlı İmparatorluğu’nun kuruluş ve gelişme sürecini de izah eden bu karmaşık süreç Türklerin o dönemlerde var ettikleri sosyal ve içtimai yapıyla, müesses nizamla çok yakından ilgilidir. Bu müesses nizamın en önemli unsurlarından birisi de devlet ve toplumu birçok yönüyle tamamlayan Türkmen babaları, şeyh ve dervişleriyle onların var ettikleri tekke, özellikle de zaviyelerdir. Fütuhat, irşat, yer ve yurt tutma, iskân, ziraat ve bahçeciliğin yaygınlaşması, ulaşım ve haberleşme ağının sağlanması, stratejik noktaların güvenli kılınması, halkın maneviyatının yüksek tutulması gibi birçok işlevi bir arada gerçekleştirebilen bu kurumlar siyasi, askeri, ekonomik ve kültürel açıdan hayati önem taşımışlardır. Zaviyeler devletin kurumsallaşması ve merkezi bir devlet aygıtına kavuşmasıyla zamanla bu hasletlerinden bazılarını kaybetseler de bir kısmını korumaya zamanın şartlarına göre de yeni fonksiyonlar icra etmeye devam etmişlerdir. Tam da bu tarihi dönemeçte kurulduğu anlaşılan Hasan Balım Sultan Zaviyesi 16. yüzyılın ilk çeyreğini ya da ortalarını geçerek Kızılgeçit denilen ve Çorum-Alaca-Sungurlu kavşağında bulunan dağlık bir alanda, stratejik bir geçit bölgesi üzerinde tarih sahnesine çıkmıştır. Zaviyenin Osmanlı-Safevi çatışmasının ülkenin iç ve dış siyasetini büyük ölçüde etkilediği tarihi bir süreçte Kızılbaş ayaklanmaların yaşandığı Çorum’da bir Bektaşi zaviyesi olarak kurulduğu anlaşılmaktadır. Zaviyenin böylece içinde söz konusu toplulukların isyanlarını önlemek, onları devletle ve sistemle uyumlu hale getirmek de dahil bir çok amacı yerine getirmek için kurulduğu ve teşvik edildiği görülmektedir. Both the Turkish Expansion and their settlement towards the West, in Anatolia and Balkans is not a process that could be explained solely by the political and military advancements of its period. While this complicated process explains the foundation and the rise of the Ottoman Empire, it also possesses a close link with the status-quo and the social and societal structure that the Turkish people gave life in that period. Without a doubt, one of the most important ingredient of the status-quo which, also, complemented the forms of state and society were the convents, in particular zawiyahs, established by the Turkmen fathers, sheikhs and dervishes. Besides the proliferating conquests, guidance, settlement, inhabitation, agriculture and gardening; establishing communication and transportation; securing strategic locations and maintaining a haute spirituality of the people, these establishments were also crucial in political, militaristic, economic and in cultural senses. While little convents lost some of these features in parallel to the institutionalisation of the central state apparatus; they both managed to retain and kept utilising some of their functions in tandem with the conditions of their times. Believed to be founded at this historical juncture; the Hasan Balım Sultan Zawiyah was stepped on to the historical stage in the first quarter – or after the first half – of the 16. Century on a strategic passage called Kızılgeçit located at the mountainous juncture of Çorum-Alaca-Sungurlu. The Small Convent of Hasan Balım Sultan is understood to be established as a Bektaşi convent in Çorum, where Kızılbaş uprisings often occurred during the Osmanlı- Safevi skirmishes, affecting the internal and foreign politics of the country. Thus, it seems that, the Small Convent of Hasan Balım Sultan, was established and fostered, together with its many other purposes, in order to prevent such rebellions within its locality and to bring the local people in harmony with the state and the system.
Cilt
13Sayı
3Bağlantı
https://doi.org10.7827/TurkishStudies.13074https://app.trdizin.gov.tr/makale/TXpBeE5qazVPUT09
https://hdl.handle.net/11491/7856