Kamusal Talebi Belirlemede Mevcut Yaklaşımlar Üzerine Bir Değerlendirme
Özet
Günümüzde kamu yönetimi sistemi ile ilgili tartışılması gereken en önemli konulardan birisi bireylerin kamusal mal ve hizmet talebinin etkin bir biçimde öğrenilmesidir. Belirli bir dönemde kaynak, zaman ve enerji harcayarak ortaya çıkan bu hizmetlerin bireylerin tercihini gerçekten yansıtıp yansıtmadığı ekonomi temelli düşünürler dışında çok fazla dile getirilmemiştir. Aslında kamusal etkinlik sorununun temelini oluşturan bu durum farklı dönemlerde çeşitli yaklaşımlar altında tartışıla gelmiştir. Kamusal talep ile kamu otoritesinin üretip sunmuş olduğu mal ve hizmetler arasındaki dengesizlik hem kaynak israfına hem de diğer alanlarda yapılabilecek gelişmelerin engellenmesine neden olmaktadır. Fırsat maliyeti oldukça yüksek olan kamusal arz talep dengesizliğimin, ekonomik rasyonellik perspektifinin piyasa benzeri çözümleri, hukuksal- kurumsal rasyonellik yaklaşımlarının ise bürokratik reformları ile kapatılmaya çalışıldığı gözlemlenmektedir. Buçalışmanın amacı, kamusal mallara olan talebin belirlenmesi noktasındaki mevcut yaklaşımların tek bir çalışma altında toplanarak sınıflandırılmasıdır. Böylece kamu yönetiminde talep belirleme konusundaki tartışmaların esasen hangi bakış açısına göre şekillendiği daha net bir şekilde anlaşılmış olacaktır. Recently, one of the most important arguments that is worth discussing in public administration literature is to address individuals’ public good and service demands in an efficient way. It has hardly been expressed except by economic perspective scholars whether time, energy and resource consuming public services are truly responsive to public demand. In fact, this public service-public demand imbalance that is the basis of efficiency problem has been argued under different approaches at different periods. Demand service imbalance in public service provision gives rise to waste of resources and inhibit so the possible improvements in different realms. Demand-service imbalance has an immense opportunity cost. It is observed that such imbalance is ameliorated by quasi market solutions of economic perspective and bureaucratic reforms of institution a list rationale. The aim of this study is to classify such current approaches on the basis of demand revelation of public goods. In this way, it will be grasped more clearly in which approaches discussions on demand revelation are shaped.