Elektrik Enerjisi Piyasasında Regülasyon ve Bağımsız Düzenleyici Kurumlar: Türkiye Örneği
Özet
Günümüzde sosyal ve iktisadi hayatta önemli bir yeri olan elektrik ürününe kamu kesimi gerek üretim gerekse iletim ve dağıtım aşamalarında sıklıkla müdahalede bulunmaktadır. Bu açıdan elektrik piyasası, 1970’lere kadar kamusal mülkiyete sahip kuruluşların idaresi altındayken özellikle 1990’lı yıllardan itibaren deregülasyon faaliyetleri sonucu daha çok özel sektörün etkisi altına girmiştir. Çalışmada elektrik sektöründeki regülasyonların nedenleri anlatılarak regülatörlerin bu süreçte konumuna Türkiye ve dünya örnekleriyle yer verilmiştir. Türkiye’de elektrik tüketiminde dışa bağımlı bir yapının bulunması, yapılacak regülasyonların da kapsamını daraltmaktadır. Uzun vadeli ve geniş kapsamlı yapısal regülasyonlar yerine kısa vadeli ve cari sorunların çözümüne yönelik regülasyonların varlığı sektör açısından negatif yönlü etkide bulunmaktadır. Bununla birlikte 1990’lı yıllardan itibaren sektördeki katılımcıların artması, rekabet açısından pozitif yönlü bir gelişme olduğu düşünülmektedir. Günümüzde sosyal ve iktisadi hayatta önemli bir yeri olan elektrik ürününe kamu kesimi gerek üretim gerekse iletim ve dağıtım aşamalarında sıklıkla müdahalede bulunmaktadır. Bu açıdan elektrik piyasası, 1970’lere kadar kamusal mülkiyete sahip kuruluşların idaresi altındayken özellikle 1990’lı yıllardan itibaren deregülasyon faaliyetleri sonucu daha çok özel sektörün etkisi altına girmiştir. Çalışmada elektrik sektöründeki regülasyonların nedenleri anlatılarak regülatörlerin bu süreçte konumuna Türkiye ve dünya örnekleriyle yer verilmiştir. Türkiye’de elektrik tüketiminde dışa bağımlı bir yapının bulunması, yapılacak regülasyonların da kapsamını daraltmaktadır. Uzun vadeli ve geniş kapsamlı yapısal regülasyonlar yerine kısa vadeli ve cari sorunların çözümüne yönelik regülasyonların varlığı sektör açısından negatif yönlü etkide bulunmaktadır. Bununla birlikte 1990’lı yıllardan itibaren sektördeki katılımcıların artması, rekabet açısından pozitif yönlü bir gelişme olduğu düşünülmektedir.