Assessment of the risk of obstructive sleep apnoea syndrome among healthcare workers
Erişim
info:eu-repo/semantics/openAccessTarih
2019Yazar
Güçlü, Özge AydınKaradağ, Mehmet
İntepe, Yavuz Selim
Acıcan, Turan
Arslan, Sertaç
Sertoğullarından, Bünyamin
Üst veri
Tüm öğe kaydını gösterÖzet
Introduction: Sleep deprivation is known to increase the risks for workplace accidents, neuro-behavioural symptoms and reduced quality of life. Shift work leads to sleep related problems, such as sleep deprivation, poor sleep quality and daytime sleepiness. The purpose of our study is to assess snoring prevalence and obstructive sleep apnoea risk among healthcare workers (HCWs) by using the Berlin Questionnaire. Materials and Methods: HCWs employed at different centres that agreed to take part in this study were enrolled. Employing the Berlin Questionnaire, demographic characteristics, smoking histories, comorbidities, on-call shifts, number of on-call shifts and sleep durations of the participants were surveyed. Results: 604 HCWs including specialist, nurse, junior doctor, medical student, clinical academic, health technician and hospital staff were enrolled in this study. In terms of sleep apnoea, 92 (15.1%) participants were identified as high-risk and 512 (84.8%) as low-risk according to the findings of the questionnaire. When the two groups identified as high and low risk for sleep apnoea according to the Berlin Questionnaire were compared, significant differences were found between the two groups in terms of age, sex, height, weight, BMI value and hypertension (p< 0.001 for all variables). Multivariate logistic regression analysis has shown that on-call shifts (OR= 0.199, CI= 0.053-0.747, p= 0.017) are negative associated with sleep apnoea risk. Conclusion: With extended working hours and on-call shifts increasing the risk of sleep disorders among HCWs, surveys designed for screening can be used to identify the prospective cases in this population for further examination. Giriş: Uyku yoksunluğunun kronik hastalıklar, iş kazaları, nöro-davranışsal semptomlar ve yaşam kalitesinde azalma riskini artırdığı bilinmektedir. Vardiyalı çalışma, uykusuzluk, yetersiz uyku kalitesi ve gündüz uyku hali gibi bazı uyku şikayetlerini tetiklemektedir. Çalışmamızın amacı, Berlin anketi uygulanarak sağlık çalışanlarında obstrüktif uyku apne riskini ve bu risk ile ilişkili faktörleri araştırmaktır. Materyal ve Metod: Farklı merkezlerden çalışmaya katılmayı kabul eden sağlık çalışanları çalışmaya dahil edildi. Katılımcılara Berlin anketi uygulanıp; katılımcıların demografik özellikleri, sigara öyküsü, komorbid hastalıkları, nöbet şifti, nöbet sayısı ve uyku süreleri sorgulandı. Bulgular: Çalışmaya uzman hekim, asistan hekim, akademisyen, tıp öğrencisi, hemşire, sağlık teknisyeni ve hastane personeli olmak üzere toplam 604 sağlık çalışanı dahil edildi. Anket sonuçları doğrultusunda katılımcıların 92 (%15.1)’si uyku apne bakımından yüksek riskli, 512 (%84.8)’si düşük riskli olarak değerlendirildi. Berlin anketine göre uyku apne riski olup olmadığına göre değerlendirildiğinde; yaş, erkek cinsiyet, boy, kilo, vücut kitle indeksi (VKİ) değerleri, obezite ve hipertansiyon varlığı bakımından iki grup arasında anlamlı farklılık bulunduğu saptandı (tüm değişkenler için p< 0.001). Çok değişkenli lojistik regresyon analizi, sağlık çalışanlarında nöbet şiftinin (OR= 0.199, CI= 0.053-0.747, p= 0.017) uyku apne riski ile negatif ilişkili olduğunu göstermiştir. Sonuç: Sağlık çalışanlarının uzun çalışma saatleri ve nöbet programlarına bağlı olarak uyku bozukluğu gelişme riski olması nedeniyle tarama amacıyla kullanılan anketler kullanılarak bu popülasyonda ileri incelemeye aday olgular tespit edilebilir.
Cilt
67Sayı
1Bağlantı
https://doi.org10.5578/tt.68166https://app.trdizin.gov.tr/makale/TXpVeU9ETXhNUT09
https://hdl.handle.net/11491/7578