Tarihselci metodoloji ekseninde nübüvvetin delillendirilmesinin imkânı
Künye
Tilkat, N. (2020). Tarihselci metodoloji ekseninde nübüvvetin delillendirilmesinin imkânı (Yüksek Lisans Tezi).Özet
Kelam ilmi, İslam akaidini temellendirmek için ortaya çıkmış bir ilimdir. Bunu yaparken kendi sistematiği dâhilinde deliller kullanır. Bu delilleri de aklî ve naklî diye iki ana kategoride yapmaktadır. Bu delillerden naklî olanları tartışmalıdır. Mantık ilmi içerisinde naklin içeriği olan haberin doğrudan burhânî delil olmaması sebebiyle itikadın haber üzerinden delillendirilmesi problemli hale gelmektedir. Aynı problem nübüvvet meselesini delillendirirken de ortaya çıkmaktadır. Bu problem modern dönem âlimlerinin de dikkatini çekmiş olduğundan farklı delillendirme yollarına başvuranlar olmuştur. Bunlar arasında Avrupa'da ortaya çıkan tarihselcilik fikrini benimseyenler de olmuştur. Tezin birinci bölümünde istidlal meselesi, klasik kelam literatüründeki delillendirme türleri, modern dönem anlayışları ve bu anlayışlardan olan tarihselcilik düşüncesi ele alınmıştır. Tarihselciliğin yönleri tez kapsamını aşmayacak kadarıyla incelenmiştir. Kelam ulemâsı nübüvveti delillendirirken naklî delilleri çok sık kullanmışlardır. Bu sebeple tezin ikinci bölümü naklî delilleri incelemeye ayrılmıştır. Bu delilleri tehaddî, Kur'ân kıssaları, mucizeler ve hatm-i nübüvvet başlıkları içerisinde ele almak mümkündür. Bu başlıkların içeriği nübüvvet için ne derece delil olabileceği tezimizin ikinci bölümünü oluşturmaktadır. Bu konuyu incelerken önce mütekaddimûn kelamcıların saydığımız başlıklar içerisinde nübüvveti delillendirmeleri incelenmiştir. Daha sonra bu başlıkların her biri tarihselci metodoloji içerisinde yeniden ele alınmıştır. Bu sayede naklî delil olarak zikredilen bu başlıkların nübüvvet için delil değeri farklı bir metodoloji nazarında göstermeye çalışılmıştır. Sonuç bölümünde ise kelamcıların kullandığı naklî delilin modern dünya nazarında değerinin olup olmadığını ifade edilip yeni metodolojiler karşısında klasik literatürün konumuna değinilmiştir. The knowledge of the theology is a science that emerged in order to base the Islamic doctrine. While doing this, it uses evidences within its own systematic. He makes these evidences in two main categories: mental and narrated. Those who have been narrated from these proofs are controversial. Since there is no direct evidence for the news, which is the content of the narration within the logic knowledge, it is becoming problematic to prove the belief through the news. The same problem arises when proofing the issue of prophethood. Since this problem has attracted the attention of scholars of the modern period, there have been people who have applied different ways of evidence. Among these, there were those who adopted the idea of historicism emerging in Europe. In the first part of the thesis, the issue of istidlal, the types of proofs in the classical theological literature, the modern period concepts and the idea of historicism which is one of these understandings are discussed. Aspects of historicism have been examined to the extent that they do not exceed the scope of the thesis. The scholars of theology used the evidences of narration very often while proving the prophethood. For this reason, the second part of the thesis is devoted to examine the narrated evidences. It is possible to consider these evidences within the titles of tahaddî, the parables of the Quran, miracles and hatm-i nubuvva. The content of these titles constitutes the second part of our thesis on the degree to which there may be evidence for nubuvva. While observing this issue, first of all, the evidences of Prophethood were examined in the titles mentioned by the theologians. Later, each of these titles was reconsidered within the historicist methodology. In this way, it has been tried to show the value of evidence for prophethood of these titles, which are referred to as narrated evidence, in the view of a different methodology. In the conclusion section, it is stated whether the narrated proof used by the theologians is of value in the eyes of the modern world and the position of classical literature in the face of new methodologies.