William Alston'da ilâhî bilginin doğası ve zaman
Göster/ Aç
Erişim
info:eu-repo/semantics/openAccessAttribution-NonCommercial-NoDerivatives 4.0 International (CC BY-NC-ND 4.0)https://creativecommons.org/licenses/by-nc-nd/4.0/Tarih
2019Üst veri
Tüm öğe kaydını gösterKünye
Tanış, A. (2019). William Alston'da İlâhî Bilginin Doğası ve Zaman. Hitit Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi, 18(36), 439-464.Özet
In the contemporary philosophy of religion, William P. Alston has proposed one of the most important views on the nature of divine knowledge. The basic reason for the view, which can be called as intuitive conception of knowledge, is that it is the perfect way to explain the nature of divine knowledge. According to the view, divine knowledge related to an entity or a fact is simply the immediate awareness of that entity or fact. The basic emphasis of intuitive conception of knowledge is that God knows all things with absolute immediate awareness, even without God’s own mental representations. Therefore, divine knowledge does not include any belief or proposition since it implies indirectly knowing. It has been argued that these claims of Alston about the nature of divine knowledge have important implications for the relation between God and time. From this point of view, some thinkers have claimed that intuitive conception of knowledge requires God’s timelessness, while others have claimed the opposite. In this study, although intuitive conception of knowledge seems more compatible with God’s timelessness, I will argue that it is insufficient to explain the nature of divine knowledge. And I will give two reasons for this claim. If intuitive conception of knowledge is accepted, (i) it will limit the extent of divine knowledge and (ii) it cannot be preserved the different mode of being between God and temporal beings. Thus, I will conclude that intuitive conception of knowledge as described by Alston is not satisfactory in explaining the nature of God. Çağdaş din felsefesinde ilahî bilginin doğası konusunda önemli görüşlerden biri William P. Alston tarafından ortaya atılmıştır. Sezgisel bilgi anlayışı olarak adlandırabileceğimiz bu bilgi anlayışının savunulmasının temel gerekçesi, onun Tanrı’nın mükemmelliğiyle daha uyumlu olmasıdır. Bu bilgi anlayışı, Tanrı’nın varlık ve olgulara dair bilgisinin O’nun bu varlık ve olguların doğrudan farkındalığından oluştuğunu iddia eder. Bu bilgi anlayışının temel vurgusu, arada Tanrı’nın kendi zihinsel temsilleri dahi hiçbir vasıta olmaksızın O’nun her şeyi mutlak doğrudan bir farkındalıkla bildiğidir. Bu yüzden, Tanrı’nın bilgisi, dolaylı olarak bilme anlamına geleceği için inanç veya önerme şeklindeki öğeleri içermez. Alston’ın ilahî bilginin doğası konusundaki bu görüşlerinin, Tanrı-zaman ilişkisi konusunda da önemli imalarının olduğu iddia edilmiştir. Buna dayanarak bazı yorumcular sezgisel bilgi anlayışının Tanrı’nın zamansızlığını gerektirdiğini iddia ederken, bazı yorumcular da tam aksini iddia etmiştir. Bu çalışmada, sezgisel bilgi anlayışının, Tanrı’nın zamansızlığı düşüncesiyle daha uyumlu görünmesine rağmen, onun ilahî bilginin doğasını açıklama konusunda yetersiz olduğu iddia edilecek ve bu iddia için temel olarak iki gerekçe ileri sürülecektir. Sezgisel bilgi anlayışı kabul edilirse, ilk olarak, bunun Tanrı’nın bilgisinin kapsamı konusunda bir sınırlılık yarattığı; ikinci olarak, Tanrı ve yaratılmış varlıklar arasındaki farklı varlık modunun nasıl korunacağı probleminin ortaya çıktığı gösterilmeye çalışılacaktır. Bu yüzden, Alston’ın savunduğu şekliyle sezgisel bilgi anlayışının ilahî bilginin doğasını açıklama konusunda doyurucu olmadığı söylenecektir.
Kaynak
Hitit Üniversitesi İlahiyat Fakültesi DergisiCilt
18Sayı
36Koleksiyonlar
Aşağıdaki lisans dosyası bu öğe ile ilişkilidir: