İslam düşüncesinde yeniden yapılanma -Muhammed Âbid El-Câbirî Örneği-
Citation
Ölçer, E. (2019). İslam düşüncesinde yeniden yapılanma -Muhammed Âbid El-Câbirî Örneği- (Yüksek Lisans Tezi).Abstract
Müslüman dünyanın en derin problemi, kendi tarihi yükünün dinin mesajını anlamada yardımcı olmaktan çok engelleyici bir iĢlev görmesidir. Tarih içinde yaĢanan beĢerî olaylar, dinin yerine geçip kutsal ve mükemmel olan her Ģeyi içinde barındıran bir unsur haline dönüĢmüĢtür. Bu, bir yorum ve okuma süreci olup, baĢlangıcı ise Câbirî‟ye göre "Tedvin Asrı"dır. Bu asrın ortaya çıkardığı epistemolojiler, tesirlerini günümüzde de canlı olarak sürdürmektedir. Câbirî modern dünyada yeni bir "Tedvin Çağı"nın geldiğini belirtir. ÇağdaĢ Arap-Ġslam düĢüncesinin ve kültürünün ana prensiplerinin yazılması devrinin doğumunu öngörür. Bunu yaparken geçmiĢin Arap ve Ġslam felsefi mirasını bütünüyle dikkate almaksızın hiç kimsenin çağdaĢ Ġslam dünyasının karĢılaĢtığı meydan okumalara yeterince karĢılık veremeyeceğine inanmaktadır. Bu çalıĢmamızda, Ġslam dünyasında bir tıkanıklığın hatta bir krizin bulunduğu, bu krizi aĢma yollarının da yine kendi kültürümüzde mevcut olduğu düĢüncesinden hareket ederek, konuyu Câbirî‟nin bakıĢ açısından inceledik. Krizin köklerinin çok öncelere ve derinlere dayandığı düĢüncesinden hareketle bunların Ġslam medeniyetindeki siyasal uygulamaların belirleyici ve görüntülerinin günümüze kadar olan uzantılarını kavramsal analizlerle ortaya koyduk. Cabiri, düĢünce tarihi hakkında geniĢ bir külliyatın mevcut olmasına rağmen düĢünceyi oluĢturan mekanizmaların yapısına yönelik bir çalıĢma olmadığını kaydeder. Ona göre yapılması gereken bilgiye odaklanmak değil bilgiyi ortaya çıkaran mekanizmaların hangileri olması gerektiğini belirlemektir. DüĢünce tarihimizdeki epistemolojileri üç ana grupta inceler. Bunlar; irfan, beyan ve burhandır. Cabiri irfani epistemolojiyi din ile hermetik düĢüncenin iliĢkisinden ortaya çıkmıĢ bir paradigma olarak görür. Ġrfani bilgi sistemi ya da mutasavvfların hakkâl yakîn diye isimlendirdikleri sistem Ġslamdan yüzyıllar öncede bilinmektedir. Ona göre irfan, akıldıĢı kavram ve kurgulara dayandığı için aklı ortadan kaldırmıĢ Ġslam düĢüncesinin ilerlemesinin önündeki en önemli engellerden biri olmuĢtur. Beyan epistemolojisinde sunduğu problematikler oldukça dikkat çekicidir. Lafız-mana problematiği ile Ġslam hukuku lafızlara bağlı kalarak hükümlerin çıkarıldığı bir sisteme dönüĢtürülmüĢ, içtihat kapısının kapanmasına neden olmuĢtur. Cevher ve ii araz problematiğinde ise beyan âlimleri mucizeleri izah edebilmek için tabiattaki sebepliliği inkâr etmeleri daha derin bir sorun ortaya çıkarmıĢtır. Sebep sonuç iliĢkisinin inkârı bir zihniyet olarak müslüma toplumlara yerleĢmiĢ, batı düĢüncesinde ortaya çıkan bilimsel geliĢmenin bir benzerinin Ġslam düĢüncesinde ortaya çıkmamasının temel sorunlarından biri olmuĢtur. Asıl-fer problematiğine gelindiğinde ise beyan âlimleri bir düĢünce, hüküm, fikir hatta bir cevap verebilmenin temel koĢulu bir "asıl"a dayanılması gerektiğini söylemiĢlerdir. Cabiri‟ye göre bu asıl sadece metinlerle sınırlı kalmamıĢ, geçmiĢten bize kalan herĢey asıldır hükmüne dönüĢmüĢtür. Artık asıllara değil onlardan üretilmiĢ ayrıntılara bile dokunulmaz hale gelmiĢtir. Zaman içinde selefin otoritesinin kutsallaĢması sonucu bütünüyle din anlamı kazanmıĢtır. Bütün bunlar özelde Arap-Ġslam, genelde Ġslam düĢüncesinin tıkanmasının arkasındaki sâiklerdir. Zira Tedvin Asrında oluĢturulan bu düĢünce kalıpları günümüze halâ hükmetmekte ve Ģekillendirmektedir. Cabiri kültürümüzdeki hareketin bir çatıĢma, bilgi sistemleri arasındaki bir çakıĢma hareketi olup, bir sıçrama, bir merhaleden diğerine intikâal ederek sonraki merhalenin öncekini aĢma hereketi olmadığını ifade eder. Ancak Endülüs tecrübesi kendine has üslubuyla bu genel halin istisnasıdır. Cabiri‟nin perspektifinden hareket ettiğimizde aklın kendisine biçilen sınırlı rolden kurtulması tabiatın dikkate alınması ile mümkün olacaktır. Bunu gerçekleĢtirecek bilgi sistemi de burhandır. Cabiri yenilenmenin temelini burhani epistemolojiyi yerleĢtirir. Ona göre burhani epistemoloji belli bir ideolojinin veya epistemolojinin dar sınırları içerisinde hapsolmamıĢ evrensel akıldır. Bu bilgi sisteminin geleneğimizde uygulama alanı Endülüs tecrübesinde kendisini göstermiĢtir. Ġbn Hazm‟ın baĢlattığı bir kültür projesi olan Endülüs tecrübesi akılcı, eleĢtirel bir kültürel projedir. Ġbn Hazm‟ın taklidin terki, asıllara dönüĢ projesini Ġbn RüĢd‟ün aklı devreye sokarak sebeplilik ilkesini savunması takip etmiĢ ve ġâtıbî‟nin nassı lafızcı yaklaĢımın tutsaklığından kurtarıp maslahat âlemi ile iliĢkilendirmiĢtir. Ġbn Hazm‟ın eleĢtiriciliğini, Ġbn. RüĢd‟ün akılcılığını, ġâtıbî‟nin usulcülüğünü yeniden yorumlarsak, kültürümüzle iliĢkimiz bize Ġslam düĢüncesini yeniden üretmeyi sağlayacak, ihtiyaç duyduğumuz gereksinimleri karĢılayacaktır. Yoksa kültürümüzü akılcı bir eleĢtiriye tabi tutmadan bu fikri birikimler bazen radikalizm bazen de selefilik olarak karĢımıza çıkacaktır. iii Amacımız Câbirî‟nin fikri atmosferini anlamak ve günümüz Ġslam toplumlarının sorunlarına yönelik çözüm önerilerini mercek altına almaktır. Zira sorun hâlâ ortadadır ve çözüm beklemektedir. Ġbn Haldun ve Ġbn RüĢd‟ü öne çıkaran Endülüs tecrübesini önemseyen ve model olarak kurgulayan Câbirî‟nin görüĢleri Ġslam toplumlarının sorunlarına çözümler içermektedir. The deepest problem in the Muslim world is that its historical burden functions rather than helps in understanding the message of religion. Human events in history have been replaced by religion and turned into a holy and perfect element. This is a process of interpretation and reading, and the beginning of â Tedvin Asrı ‟according to Jâbirî. The epistemologies created by this century continue to be alive today. Câbirî states that there is a new “Age of Tedvin gel in the modern world. The writing of the main principles of contemporary Arab-Islamic thought and culture predicts the birth of the era. In doing so, he believes that no one can adequately respond to the challenges facing the contemporary Islamic world, without fully considering the Arab and Islamic philosophical heritage of the past. In this study, we examined the issue from Cabiri's point of view, considering that there is a congestion and even a crisis in the Islamic world and the ways to overcome this crisis are also present in our own culture. Based on the idea that the roots of the crisis are long and deep, we have put forward their determinants of political practices in Islamic civilization and their extensions to the present day through conceptual analyzes. Cabiri notes that although there is a large corpus of history of thought, there is no study of the structure of the mechanisms that make up the thought. According to him, what needs to be done is not to focus on the information, but to determine which mechanisms should emerge. Examines epistemologies in our history of thought in three main groups. These; lore, declaration and burhan. Cabiri sees lore epistemology as a paradigm that emerges from the relationship between religion and hermetic thought. The system of knowledge of the lore is known centuries before Islam. According to him, lore, based on irrational concepts and fictions, has been one of the most important obstacles to the advancement of Islamic thought which has removed the mind. The problematics presented in the declaration epistemology are quite remarkable. With the problematic of the word-mana, Islamic law was transformed into a system in which the provisions were removed and the case law was closed. In the problematic of ore and araz, the scholars of declarations have caused a deeper problem to deny the causality in nature in order to explain the miracles. The denial of the cause and effect relationship has settled in Muslim societies as a mentality, and one of the fundamental problems of the lack of a similar scientific development in Western thought in Islamic thought. When it comes to the real-problematic, the scholars of declarations have said that the basic condition for giving a thought, judgment, idea or even an answer should be based on a bir real “. According to Cabiri, this fact is not limited to the texts, but everything that has been left to us from the past has become a verdict. Now even the details produced from them have become untouchable. As a result of the sanctification of the authority of the predecessor in time, it became a religion. All of these are Arab-Islam in particular, and the motives behind the blockage of Islamic thought in general. Because these thought patterns created in Tedvin century still dominate and shape today. Cabiri states that the movement in our culture is a conflict, a conflict movementbetween information systems, and a leap is not an act of passing from one stage to the next. However, the Andalusian experience, in its own unique style, is an exception to this general state. From Cabiri's perspective, the mind will be able to get rid of the limited role assigned to it by considering nature. The information system to accomplish this is burhan. Cabiri places burhani epistemology at the base of renewal. According to him, burhani epistemology is the universal mind that is not trapped within the narrow boundaries of a particular ideology or epistemology. The field of application of this information system in our tradition has shown itself in Andalusian experience. The Andalusian experience, a cultural project initiated by Ibn Hazm, is a rational, critical ultural project. Ibn Hazm's imitations were followed by Ibn Rushd's defense of the principle of causality by activating the reason for his return to the origin project, and relieved Shâtibî's captivity from the flattering approach and associated it with the World of charge. Criticism of Ibn Hazm, Ibn. Rushd we reinterpret the rationality of Rushd, Shâtibî's methodology, our relationship with our culture will enable us to reproduce the idea of Islam and meet the needs we need. Otherwise, without subjecting our culture to a rational critique, these intellectual accumulations will sometimes appear as radicalism and sometimes as salafism. Our aim is to understand Câbirî's intellectual structure and to consider solutions to the problems of contemporary Islamic societies. Because the problem is still obvious and waiting for a solution. Câbirî emphasizes Ibn Khaldun and Ibn Rushd and proposes analytical solutions to the problems of Islamic societies.