I. Konstantin'in Hıristiyan teolojisine etkileri
Künye
Eroğlan, F. (2019). I. Konstantin'in Hıristiyan teolojisine etkileri (Doktora Tezi).Özet
I. Konstantin, Roma’nın devamını sağlamak için kurulan kutsal tetrarşi düzeni ve ardından uzun süren siyasi manevraların sonucunda tek başına imparator olmuştur. Bu süre içerisinde Hıristiyanlığı destekleyerek Roma’nın yeni bir perspektifle tesis edilmesi sürecine Hıristiyanları da dâhil etmesi, pek çok tartışmalı konuyu beraberinde getirmiştir. Konstantin, Milvian Köprüsünde Maxentius ile girdiği mücadele sürecinde, kendisini Hıristiyanlığa yaklaştıracak bir deneyim yaşamıştır. Bu deneyimin ardından yönetim ortağı Licinius ile birlikte Milan Fermanı’nı ilan eden Konstantin, böylece Hıristiyanlar içinde büyük bir değişimi de başlatmıştır. İmparatorun bu değişimi, Hıristiyanlara geniş haklar tanınmasına ve onların tarih sahnesine siyasi, sosyal ve kültürel anlamda etkin bir rol oynamasını sağlamıştır. Hıristiyanlar çalkantılarla dolu bu değişim ve dönüşüm sürecini, dönemin kültürel ve siyasi sorunlarıyla eş zamanlı olarak teolojik ve felsefi tartışmaların ortasında geçirmiştir. Milan Fermanı ve onun sonucu olan Hıristiyanlığın Roma’da hızlı bir şekilde yayılmaya başlaması, birtakım tartışmaları da beraberinde getirmiştir. Arius’un teslis inancındaki Oğul’un bir başlangıcı olduğu ve Baba’nın mutlak ve eşsiz olduğu yönündeki iddiası, büyük tartışmalara sahne olmuştur. Bu konuda dönemin piskoposlarından Alexander ve ardından gelen Piskopos Athanasius ile girdiği mücadele önemli tartışma ve ayrılıklara sebep olmuş, neticede kilise içinde bölünmeye yol açmıştır. Hıristiyan topluluklar arasındaki İsa’nın tabiatı hakkındaki tartışmaların, imparatorluğun vizyonuna yönelik projeyi sekteye uğrattığını düşünen Konstantin’in nüfuzunu kullanarak konsili toplaması ve konsil sonucunda alınan kararlarda etkin bir rol üstlenmesi, niyetlerine ve Hıristiyanlığa yönelik etkilerine dair pek çok tartışmayı günümüze kadar getirmiştir. Bununla birlikte onun Hıristiyanlığın merkezini Roma’dan Doğu’ya kaydırması, devletin kiliseyi desteklemesi ve kilisenin de bunun karşılığında ona desteğini sunması neticesinde, Hıristiyanlıkta yeni ve farklı türden sayılabilecek güçlü bir din-siyaset ilişkisini ortaya çıkarmıştır. Constantine I, became the sole emperor as a consequence of the sacred tetrarchy regime to provide the continuation of Rome and the subsequent enduring political manoeuvres. During this period, his inclusion of Christians in the process of establishing a new perspective of Rome by supporting Christianity brought about many controversial issues. Constantine, in his struggle with Maxentius at Milvian Bridge, had an experience that would bring him close to Christianity. Subsequent to this experience, Constantine, who declared the Edict of Milan with the joint ruler, Licinius, initiated a marked change among ChristiansThe approval of this change by the emperor resulted in granting many rights to the Christians and thus led them to have an active role in diplomacy, politics, and culture. The Christians went through this transformation process with full of turmoil during a period of cultural, diplomatic and political issues along with theological and philosophical conflicts. The rapid spread of Christianity in Rome, as a corollary of the Edict of Milan, brought about a series of debates. Arius's claim that the 'Son' in trinity belief embodies a beginning and that the 'Father' was infinite and unique caused a great deal of debate. His struggle on this issue with Alexandre, one of the bishops of his own time, and with Athanasius, the successor of Alexandre, led to in-depth debates and separations, and also divisions in Church. Constantine thought that the arguments on the faith among Christian communities brought his project towards the vision of the Empire to a halt. Constantine's convention of the council by using his dominance and his undertaking an active role in decisions made at the end of the meeting have carried many arguments about his intentions and his effects on Christianity to the present. Moreover, by moving the centre of Christianity from Rome to the East and as a result of the state's support of the church and church’s support to him in return, he created a new and different kind of strong religion-politics relationship in Christianity.