Çin’de büyüme ve kalkınma: binyıl kalkınma hedefleri kapsamında bir değerlendirme
Künye
Dibo, M., Aytaç, D. (2017). Çin’de büyüme ve kalkınma: binyıl kalkınma hedefleri kapsamında bir değerlendirme. Anadolu Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi, 17(3), 165-185.Özet
2000 yılında Birleşmiş Milletler 'in öncülüğünde 189 ülkenin katıldığı zirvede, aşırı yoksulluk ve açlığa son vermeyi amaçlayan Binyıl Bildirgesi'ne dayanan Binyıl Kalkınma Hedefleri(BKH) belirlenmiştir. Bu hedeflerin 1990-2015 yılları arasında gerçekleştirilmesi planlanmıştır. Hedeflerin içerdiği temel konular ise yoksulluk ve açlığın giderilmesi, herkes için temel eğitimin temini, toplumsal cinsiyet eşitliğinin sağlanması ve kadının sosyal ve ekonomik anlamda güçlendirilmesi, çocuk ölümlerinin azaltılması, anne sağlığının iyileştirilmesi, HIV/AIDS, sıtma ve diğer salgın hastalıklarla mücadele, çevresel sürdürülebilirliğin sağlanması ve kalkınma için küresel ortaklığın geliştirilmesidir. Bu çalışmanın amacı, 1970li yılların sonunda piyasa ekonomisine işlerlik kazandırmaya yönelik girişimlerde bulunan ve özellikle 2001 yılında Dünya Ticaret Örgütü'ne üyeliğini tamamladıktan sonra dünya ticaretinde söz sahibi olmaya başlayan Çin Halk Cumhuriyeti'nin nasıl bir büyüme stratejisi izlediğinin ve BKH doğrultusunda nasıl bir gelişme sergilediğinin ortaya konulmasıdır. Bu kapsamda öncelikle Çin'in tarihi süreç içerisindeki iktisadi yükselişine sebep olan faktörler literatür taraması kapsamında açıklanmaya çalışılmış ve daha sonra yoksulluk, eğitim, sağlık, çevre ve cinsiyet eşitliği konularında kaydedilen ilerlemeler Dünya Bankası verileri ışığında, Euro Bölgesi, OECD ve Dünya genelindeki durumla kıyaslamalı olarak ele alınmıştır. Yapılan karşılaştırmalar ışığında, BKH kapsamında belirlenen 8 hedef konusunda Çin'in oldukça başarılı olduğu sonucuna varılmıştır. Bu başarıda piyasa ekonomisine geçiş sürecinde gerçekleştirilen düzenlemelerin, uluslararası kurumlar tarafından dayatılan standart düzenlemeler olmaması, bunun yerine hazırlanan kalkınma planları dahilinde ve ekonomisinin ihtiyaçları doğrultusunda bir değişime gidilmiş olmasının önemli yeri bulunmaktadır. Ayrıca ticaretle elde edilen gelirler yanında hane halkı ve firmaların tasarruf oranlarının yüksek olması ve milli gelirin yarısının tasarruf ediliyor olması, büyü- me ve kalkınma hedeflerinin gerçekleştirilmesi açısından önemli olan bir diğer faktör olmuştur. Millennium Development Goals(MDG) that based on Millennium Declaration which aims to end extreme poverty and hunger has been identified at a summit under the leadership of United Nations(UN) and with the participation of 189 countries in 2000. These goals are planned to be carried out between the years 19902015. Eradicating poverty and hunger, basic education for all individuals, ensuring gender equality, social and economic empowerment of women, reducing child mortality, improving maternal health, combating HIV/AIDS, malaria and other diseases, ensuring environmental sustainability and establishing global partnerships for development are the main subjects of these targets. The aim of this study is to demonstrate what kind of growth strategy applied and to exhibit improvements carried out in accordance with the MDG in Republic of China which attempts to operationalize market economy at the end of the 1970s and begins to become effective in world trade especially after completing his membership of World Trade Organization in 2001. In this context, we will initially try to explain the factors that led to the economic rise of China in the historical process within the scope of the literature. Then progresses in poverty, education, health, environment and gender equality issues will be discussed by comparison with Eurozone, OECD and the World in general in the light of the World Bank data. In the light of the comparison, one can conclude that China is very successful in achieving the 8 targets set under MDG. A number of factors played an important role in this success. For example, the reforms carried out for the transition to a market economy are not standard regulations imposed by international institutions. Instead, the reformation process is conceived in such a manner that it will meet the needs of the economy through development plans. Moreover, in addition to trade incomes, high rates of households and firms' savings and saving half of the national income are another growth factors vital for reaching the development goals