20. yüzyıl başlarında İslam hukukunda talak (boşama) tartışmaları - Ahmed Muhammed Şakir ve Zahid el-Kevseri örneği-
Künye
Yalçınkaya, N. (2013). 20. yüzyıl başlarında İslam hukukunda talak (boşama) tartışmaları - Ahmed Muhammed Şakir ve Zahid el-Kevseri örneği- (Yüksek Lisans Tezi).Özet
Bu çalışmamız boşama tartışmalarıyla ilgili olarak 20. Yüzyıl başlarında yaşayan İslam Hukukçularının çağın sorunlarını da dikkate alarak geliştirdikleri düşünce yapısı ve nassları yorumlama yöntemleri üzerinedir. Çalışmamız, Mısırlı âlim Ahmed Muhammed Şâkir‟in “Nizâmu‟t-talâk fi‟l İslâm” adlı eseri ile Osmanlının yetiştirdiği son dönem âlimlerinden Muhammed Zâhid el-Kevserî‟nin ona reddiye mahiyetinde yazdığı “el-İşfâk alâ Ahkâmi‟t talâk” isimli eserleri esas alınarak hazırlanmıştır. Ahmed Muhammed Şâkir İslam Hukukunda boşama konusunu işlediği eserinde, nassların yanlış yorumlanmasıyla gelişen geleneksel düşüncenin, çözümden ziyade kendisinin sorun oluşturduğuna inanmaktadır. Buna karşın Muhammed Zâhid el-Kevserî ise asıl sorunun, “toplumda yaygın olan” aşağılık kompleksinden kaynaklandığını, asırlar boyunca İslam Hukukunun kendi dinamikleriyle son derece dengeli çözümler üretebildiğini söylemektedir. Böylece Şâkir‟in naslarla temellendirdiği görüşlerini Kevserî de nasslara dayanarak çürütmeye çalışmaktadır. Ahmed Muhammed Şakir bidat olan talakı, ta'lik-i talakı ve talaka yemini, Şahitsiz talakı ve iddet içerisinde yapılacak ikinci bir talakı geçersiz saymaktadır. Bir lafızla yapılan üç talakın bir sayılacağını savunmaktadır. Zahid el-Kevseri ise bu konuda hukuki geleneğin devam ettirilmesi gerektiğini, nassların da bu istikameti desteklediğini belirtmektedir. Aile hukukuyla ilgili problemlerin çözümünde her iki alimin çalışmaları da istifade edilecek niteliktedir. This project is about the observation styles and the definite sentence (or nass) commentaries, which are about the dismission (or divorce) arguments, are enchanced by the Islam common lawyers with counting the era's problems. This thesis is predicated on two compositions, “Nizâmu‟t-talâk fi‟l-İslâm” that was written by an Egyptian erudite called Ahmed Muhammed Şâkir and el-İşfâk alâ Ahkâmi‟t talâk” which wrote for dismission to the first composition, was written by an Ottoman erudite called Muhammed Zâhid el-Kevserî who lived at the end of Ottoman Empire. On his composition which is about the dismission on Islam common law, Ahmed Muhammed ġâkir believed that the thoughts, which are developed by misunderstanding the definite sentences, are not close to be the solution but the problem. On the contrary, Muhammed Zâhid el-Kevserî believed the main problem results from the common inferiority complex, and for centuries Islam common law produces stable solutions with its own dynamics. Using the definite sentences, Kevserî tried to rebut Şâkir's opinions which are based on definite sentences. Ahmed Muhammed Şakir thinks that the talaqs are invalid if the talaq based on a new behaviour, the talaq oath based on terms, the talaq said without any witness or the second talaq in iddah period. He argued that the three talaq said at once is the right one. On the other hand, Zahid el-Kevseri argued that the tradition should be continued on this issue and the definite sentences strengthen this. These two compositions, which are written by two erudites, are capable to help to solve the porblems on the law of domestic relations.